BU EN ÜST BÖLÜMDEKİ BAZI REKLAMLAR - Sayfamızın üstündeki zaman zaman görüntülenen Windows Internet Explorer'in kendi Reklamıdır.- SİTEMİZ DIŞI BİR UYGULAMADIR.
   
 
  DEĞERLİ ORHAN KILIÇOĞLU ABİMİZİN -SEYYİD AHMED ARVASİ HOCAMIZI ANLATAN Yazısı


DEĞERLİ ABİMİZ ORHAN KILIÇOĞLU nun S.AHMED ARVASİ  HOCA yı TÜRKİYE de EN GÜZEL BİR ŞEKİLDE ANLATAN YAZISI    
      
***************************************
***************************************




  DEĞERLİ ABİMİZ ORHAN KILIÇOĞLU nun
KALEMİNDEN
***************

VEFATININ 25. YILINDA SEYYİD AHMET ARVASİ  

SEYYİD AHMED ARVASİ (15.02.1932 - 31.12.1988)

Bu Dava Özüdür İslamiyetin
Bu Dava Güneşi, Mazlum Milletin,
Bu Dava,Herşeyden, Herşeyden Çetin,
Bu Yolda Dert ,Hüzün ,Gurbet Bizimdir.

                         Seyyid Ahmed ARVASİ


      SEYYİD AHMED ARVASİ
        
   Peygamber soyundan bir seyyid olan Ahmed Arvasi Abdülhakim Arvasi’nin oğludur.
      Babası ve kendisi ömürlerini TÜRK-İSLAM DAVASINA Adamış iki büyük insandırlar.       
      Babasına osmanlı çöktü Türk diye bir şey kalmadı denilince ”DÜNYA DA  İKİ TÜRK KALSA BİRİSİ BENİM“ demiştir.
      Ahmed Arvasi kendini şöyle tarif eder;
      
Ben İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mes‘ud görmek isteyen ve böylece islam‘ı gaye edinen TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ŞUURUNA SAHİBİM.“
                   
                 
   15 ŞUBAT 1932 de Doğubayazıt ilçesinde dünyaya gelen Arvazi Hoca aslen Van Bahçesarayın Arvasi köyündendir.
   Kendisinden küçük beş kardeşi daha olan Arvasi Hoca,ilk okula Vanda başlayıp Doğubayazıt`ta tamamladıktan sonra, orta okulu ERZURUM`da bitirir.Ve aynı şehirde Erkek öğretmen okulu`na başlar,bu okulu ise Ercis öğretmen okulu`nda tamamlar.Konya Doğanbeyli Nahiyesi`nde 1952 senesi ilk öğretmenliğine başladı,
daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü pedegoji bölümünü bitirerek
muhtelif eğitim enstitülerinde pedegoji öğretmenliği yaptı.Türk milliyetçisi olarak yetiştirmeye büyük özen gösterdiği sayısız öğretmenler halan görevleri başındadırlar.Atatürk sonrasında bizzat İsmet İnönü ve katroları tarafından yok edilen eğitimdeki milliyet vasfı,yetişen bu öğretmenlerin üstün ve fedakar gayretleri sonuncu tekrar hayat bularak,milyonlarca vatan sever,milli şuur sahibi gencin yetişmesine vesile olmuştur.
      1978 Ecevit hükümeti döneminde sürgün ve tehditlere maruz kalan Arvasi Hoca,1980 askeri ihtilalinin  Kenan Evren cuntası tarafından ise MHP genel idare kurulu üyesi olması hesabıyla Mamak zindanlarına habsedilerek büyük çileler çekmiştir.
     Arvasi Hocamız kendisini çoğu defa öğrencilerine şöyle tanıtır ve bundanda büyük haz duyardı;
      
“Ben,İslam iman ve ahlakına uygun olarak sırat-ı müstagim çizgisi üzere yaşamayı en yüce şahadet gören,mübarek ve soylu  Türk milletini her iki dünyadada aziz ve mesut görmeyi arzulayan ve böylece,İslam`a hizmet ve sadakatı şerefbilen TÜRK MİLLİYETÇİSİYİM ”
   O `samimiyetten uzak sözle islamcıların,Türk tarihinin bin yıldan ötesini inkar ederek,türk töresini küçümsemelerine şiddetle karşı çıkar ve bu gibi Türk düşmanı,slogan mücahitlerine !Karşı,Türk tarihinin bütününe sahip çıkardı.
    Arvasi hocaya göre ;
   
“Türk milleti,temiz ve şanlı bir mazi ile binlerce yılların ötesinde süzüle gelen büyük bir tarihi tecrübeye sahip,milli örf,
adet ve töresinin kaynağını oluşturup,şekillendiren zengin kültürel hazinenin banisi bir millettir.Türk töresi bir hukuk ve bir ahlak kitabesi hükmündedir”
    Arvasi Hocamızın en güzel ve farklı yanı"Türksüz bir cihanda İslam dininin öksüz ve sahipsiz kalacağını bilmesi" neticesi;Türk Milletinin bekasının yegane şartı olan Türk milliyetçiliği fikrine bir ömür hizmetle ,bu uğurda binlerce makale,onlarca kitap yazıp,taviz vermediği Türklük sevdası yüzünden mamak hapishanesi kadar uzayan çileli yolda bir ibadet aşkı ile yılmadan ,yıkılıp,menfaate meyl etmeden erkekçe yürüyüşüdür.
    Ebu Lehebler`in ölmediği,Ebu Cehiller`in Kıtalar dolaşıp ,Türk milli eğitim kurumlarını mekan tutup Kan içtiği 1970 li yılların sonlarına doğru ,Arvasi Hocamız hayatının en zor ve meşakkatli dönemini yaşamasına rağmen  ,Türk Milliyetçiliğinden bir adım geri atmadı ,öylesi günler oldu ki,tehditler,şantajlar,Kızıl Kominist namluları altında bile derslere girip fikrini genç beyinlere nakış nakış nakşetti.
   
1974 senesi İstanbul Atatürk eğitim enstitüsünde öğretmendir.Bu dönemde okulda tekrar hakimiyet kurarak terör estirmek isteyen 30 kişilik anarşist bir gurup  bıçak ve zincirlerle 4 kişilik ülkücü guruba saldırır.4 ülkücü 30 anarşisti perişan  eder.Bu olaya şahit olan Arvasi Hoca ,4 ülkücüden biri olan TRABZON-Beşikdüzü doğumlu Alaattin isimli ülkücü öğrenciyi bir kaç gün sonra odasına çağırarak şöyle konuşur;
-Gel aslanım seni bir kucaklayayım
-Dün ki kavgayı gördüm
-Siz ülkücüler bugünün KÜRŞADLAR`I sınız.Allah Türk milletini Kürşadsız bırakmasın
-Ben çok iyibiliyorum ki sizler saldırgan ,Kaba insanlar  değilsiniz,asil gençlersiniz,ülkücülüğün temelinde iman-asalet-aşk-ve muhabbet vardır.Lakin bugün vatanımıza sızmayı ve içimizden bizim insanlarımızı yanına çekebilmeyi başarmış olan dış düşmanlarımız,ülkücülerin sabırlarını taşırarak bir iç savaş çıkartmak istiyorlar.
-Dün size saldıran 30 kişilik grup,ABD` nin ,Rusya`nın,İsrail`in gizli servislerinin kandırdığı zavallılardır.MUSSAD-CİA-KGB fark etmez.
-Beni üzen şudur ki;Atatürk`ün ölümünden hemen sonra gelenler,Türk milli eğitimini milli olmaktan uzaklaştırdılar. Türk gençliği kendi değerlerini değil de,Roma-Grek medeniyetini,Batı`nın Kokuşmuşluklarını  öğrenerek yetiştiler.
-Siz ülkücüler,bugünün KürŞad la`rı - Bilge Kağan-Kültiginleri`siniz
-Türk milletinin geleceği İslam Dininin gönüllere,beyinlere yeniden nüfuzu yalnız ve yalnız ülkücü gençlerin gelişip çoğalmasıyla  mümkündür. İkinci yol yoktur.
    Büyük insan,dava ve gönül eri Arvasi Hocamız karşımıza bazen;
    
“Hiçbir kavmin Türk`e horozluk taslamasına tahammül edemiyorum” ve yine;
      “Bedr`in arslanlara ancak bu kadar şanlı idi”diyen Mehmet Akif Ersoy olarak çıkar...
      
Bazen;
       “Hatta ben olsaydım Kürt-Arap-Çerkez ilk gayem olurduTürk milliyeti.Çünkü Türk kuvvetli olursa mutlaka kurtarır her islam olan milleti”diye haykıran Ziya Gökalp olarak çıkar ortaya...

     
Ziya Gökalp`ten büyük Türk Atatürk`e- Atsız Hoca dan,Başbuğ Türkeş`e-Ahmet Yesevi Hazretlerinden,Yunus`a,Mevlana`ya-
Oğuzhan`dan,son şehit ülkücü Bozkurt`a kadar genişce bir ruh dünyası olan Arvasi Hocamızın babası Abdülhakim Arvasi Hazretleri,bir Arap olmasına rağmen“Dünyada iki Türk kalsa bile birisi benim”diyecek kadar Türk`e sevdalıdır ve Türk`tür.
     Aynen büyük Türk`çü Ziya Gökalp`in“Türklük hadimi bana,Türk değildir diyen herkes,soyca Türk olsa bile piçtir,Türk olamaz”dediği gibi.
     
Maide süresi, Ayet 54.Cenab`ı Allah şöyle buyuruyor;
      
Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir." 

      Bir çok müfessir,hatta HAK DİNİ KUR`AN DLİ TEFSİRİNDE ELMALILI HAMDİ YAZIR`ın yazdığı gibi,S.AHMED ARVASİ de yorumunda bu ayette geçen milletin Türk Milleti olduğunu söyler.
      Arvasi Hocanın yorumu,Elmalılı Hamdi Yazır`ın yazdığı tefsirindeki yorumuyla bire bir örtüşür.
      Tefsirdeki yorum şöyledir;
       
“......bu defa Allah Türkleri göndermiş;
Arapların kadrini bilemeyip zayi ettikleri Devlet-i islamı ele alarak,İstanbul`a ve oradan kıtaat-ı arzın her tarafına yaymışlar;Kostantiniye`yi feth ederek,Ebna-i Faris hadisinin delaletiyle bu ayetin müjdesine nail olmuşlardır.

         Arvasi Hoca,maide 54. ayette geçen vazife halen Türk Milletinin üzerindedir der,sık sık tenbihlerdi.
           Mehmet Akif Ersoy`un
“Evliya yurdu bu toprak 
  Şuheda burcu bu yer
  Bir yıkık kubbesinin üzerine
  Mevlana titrer”

Mısralarına nazire yaparcasına şöyle yakınır;
"Bu topraklar Türklerle şereflendi,mübarek olan bu topraklara abdestsiz basmaktan haya ediyorum"
Arvasi Hoca "Türkler Anadoluya göçebe olarak gelip yerleşmiş ve Türkler göçebe bir millettir"
sözüne fene halde içerlendi .Bu saçma fikirlere karşı sert tavırlar alarak şu beyanlarda bulunurdu;
"Türkler göçebe olarak değil ,Orta asya`dan göçederek gelmiş olup ,gelirken bir medeniyetin sahibiydi,mimarisiydi-edebiyatı-müziği,yazısı Köklü bir Kültürü beraberinde getirmiş.Türk`ün töresi Anadolu öncesinde bile,alemsümul ahlakı bünyesinde toplayan bir üstün ahlak ve adalet nizamıdır.Türkler Anadolu`ya ilah-i bir programın neticesi geldi.Türklerin Anadolu`ya göçü ilah-i bir tecellidir.Maide Süresi 54.Ayet bu göçün mesajını veriyor"
S.Ahmet Arvasi ,Türk- İslam Kültür ve medeniyetinin yeniden ihya davasının motor gücü olarak Kadroların ancak ve ancak ülkü ocaklarında yetiştirilecek olan gençlerin arasından çıkacağına inanıyordu.
Arvasi Hocamızın eserleri son yıllarda unutturulmuş,gençlerimiz Arvasi`nin eserlerinden uzaklaştırılarak;meteryalist felsefenin Keşif bombardımanlarına maruz bırakılmış.Neticede ise manevi,ahlaki,Kültürel değerlerinden kopuk,özüne, örfüne ,töresine sırtını dönmüş ,kız-erkek ilişkilerinde ölçüsüz,edep dışı aşırılıklara kaçan ,İstikbal ve İstiklal endişesi taşımayan ,fikirsiz,çilesiz,hedefsiz bir gençlik modeli oluşturulmuştur.Bu yeni genç modeli yavaş yavaş Kemirgen bir hal alarak ,cemiyetimizi için için Kemirmektedir.
Arvasi Hocamızın Başta 2. ciltlik
"Türk -İslam ülküsü"eserini okumalı ve mutlaka okutmalıyız.Bu kıymetli eserin 1. cildinde,tefekkürümüz,inancımız,insan ve cemiyet hayatımız,Kültür ve medeniyetimiz üzerinde durulmuştur.
2.cildinde ise ülkücü bakış açısından ,ekonomik ve siyasi hayatın yorumlanması yapılmıştır.
Arvasi Hoca bütün eserlerinde ortaya koyduğu fikir ve tezlerinde daima ve her zaman, şuurlu bir müslüman ve tavizsiz bir Türk milliyetçisidir.
Türk-İslam ülküsü eserin 2. cildinin önsözünün son parağrafında şöyle söyler;
"Başarıları yaratan ve veren Cenab-ı Allah`tır.Biz O`nun rızasını kazanmak ve Kainatın efendisi şanlı peygamberimizi memnun etmek ...mensubu olduğum ve şeref duyduğum asil,soylu Türk Milletini yüceltmek için çalıştık"
   
      

  KENDİNİ ARAYAN İNSAN-İNSAN VE ÖTESİ -GENÇLER İSZLERE SESLENİYORUM -BÜTÜN MAKALELERİNİ TOPLADIĞI 5 CİLTLİK"HASBİHAL"adlı eserlerini mutlaka okuyarak Kendimizi çok yönlü geliştirmeliyiz.
  Yabancı ideolojiler,istilacı dış devletlerin fikir paravanaları ve milletleri içten çökerten sinsi tuzaklardır diyen Arvasi Hoca ,Türk milletini parçalama oyunlarına ve tertiplerine karşı durmayı vatan ve namus borçu bilerek,bütün bunlara karşı uyanık gençliğin yetişmesi uğrunda çileli bir hayata talip olarak,bir ömür akrebin Kıskacındaymışcasına fikir ızdırabı çekmiştir.
  Arvasi Hoca ya göre ,İslam dünyasını esir almak isteyen Hırıstiyan devletlerinin ilk hedefleri,Türk devleti ve Türk milletidir.Müslüman olduğunu söyleyerek Türk milletine düşmanlık edenlerin her biri haindir ve Türk`e düşmanlık etmekle,İslam dinine de düşmanlık yaptıklarının hesabını Cenab-ı Allah onlardan soracaktır.
   Gençlik gelecektir,milletimizin yarınlara muhkem tutunacağı ümidi fırlatacağı istikbal ve istiklal Kemendidir.
  Arvasi Hoca `nın enbüyük ve ibret verici tesbitlerinden en önemlisi,Osmanlı`nın yaptığı idari yapılanmadaki hatalardır.
16.asra kadar Osmanlı da idarenin en üst Kademelerinde ısrarla Türk unsurlara yer veriliyordu. Ozamana kadar Hakanlar yüzde yüz Türk olan Osmanoğulllarından ,Sadrazamlar ise yine %100 Türk Çandaroğullarının azledilerek ,dönme -devşirmelerin sadrazamlığa getirilmesi çöküşün başlangıcı olmuştur.
  Arvasi Hoca`nın fikir ve eserlerinden faydalanmak,O`nu rehber edinmek her Türk gencinin öncelikli hedefi olmalıdır.
  Son yıllarda ihmal edilen ülkücü gençlik en Kısa zamanda yeni bir hamle yeni bir şevk ve
aşkla ;ATATÜRK,A.TÜRKEŞ,NİHAL ATSIZ, S. AHMED ARVASİ ,NECDET SEVİNÇ`in fikir ve görüşlerinin karıldığı harmanlardan beslenerek gelişip,olgunlaşıp,Kamilleşerek ,gönülde TÜRKLÜK ÜLKÜSÜ,DİLİN DE TURAN TÜRKÜSÜYLE ,YENİDEN BİR ERGENEKON DESTANI YAZMAYI İMANININ RÜKNÜ BELLEMELİ
  ÖFKESİZLİK GAFLETTİR
  Birileri İslam adına ortaya çıkıp, toplumları uyuşturmak için "öfke insanları öldürür ,İslamda yasaklanmıştır"derlerken,Arvasi Hoca ise bunun aksine "öfke psikolojik bir motiv olup ,insan ve toplumların saldırı ve dış etkenlere karşı savunma reflekslerinin itici gücüdür.Gönüldeki imanın Küfüre karşı dışa yansımasıdır" der.
   Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarını Türkün Küfüre olan öfkesi Kazanmıştır.Bugün Kültür emperyalizmi ile öfkemiz yok edilerek 
uyuşturulup uyutuluyoruz...
  Yazan: ORHAN  KILIÇOĞLU -17-5-2009

NOT:YAZARIN İZNİ VE İSMİ OLMADAN; YAZILARININ ÇOĞALTILMASI VE KOPYALANMASI YASAKTIR.
SEVGİ VE SAYGILARIMIZLA


YÜCE ALLAHA EMANET OLUN
DEĞERLİ  ABİMİZİN DİĞER YAZILARINI
  www.akishaber.net 
   SİTESİNDE  OKUYABİLİRSİNİZ...


www.ahmetayvaz.tr.gg > OĞUZ SOYU-ÜÇOKLAR KOLU-GÖKHAN BOYUNUN TÜRKÇÜ TURANCI TÜRKMEN ÇEPNİ AYVAZ OTAĞI > www.ayvazahmet.tr.gg
 
TÜRK-İSLÂM ÜLKÜSÜ; Varlık olan Türklük ile, değer olan İslâmın bir birine vuslatıdır, kaynaşarak et ile tırnak misâli oluşlarıdır. Varlık ifade eden Türk`lüğün , değer olan İslâma muhabbetidir
* * *
OĞUL! Eşref-i mâhlük olduğunun şuurundan hareketle, Cenab-ı Hakk`ın nizamını yeryüzünde hakim kılmak gibi yüce bir idealin gerçekleşebilmesi uğruna,bin yıldır İ`LA-YI KELİMETULLAH ÇİZGİSİNDE, maddi ve manevi bütün imkânlarını seferber eden YÜCE TÜRK MİLLETİNİN şerefli bir ferdi olduğunu unutma!
Üstad ORHAN KILIÇOĞLU

* * *
ARVASİ HOCA`NIN FİKİR VE ESERLERİNDEN FAYDALANMAK, O`NU REHBER EDİNMEK HER TÜRK GENCİNİN ÖNCELİKLİ HEDEFİ OLMALIDIR.
Son yıllarda ihmal edilen ülkücü gençlik en Kısa zamanda yeni bir hamle yeni bir şevk ve aşkla; ZİYÂ GÖKALP, ATATÜRK, A.TÜRKEŞ, NİHAL ATSIZ, S. AHMED ARVASİ, NECDET SEVİNÇ`İN fikir ve görüşlerinin karıldığı harmanlardan beslenerek gelişip, olgunlaşıp, kamilleşerek, GÖNLÜNDE TÜRKLÜK ÜLKÜSÜ, DİLİN DE TURAN TÜRKÜSÜYLE YENİDEN BİR ERGENEKON DESTANI YAZMAYI İMANININ RÜKNÜ BELLEMELİDİR…

Üstad ORHAN KILIÇOĞLU
Facebook beğen
 
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!!! ATATÜRK
 
ALPARSLAN TÜRKEŞ SÖZLERİ
Başbuğ Alparslan Türkeş in özlü sözleri, Ülkücülük , Türk Dünyası ve İslamiyet hakkındaki özlü sözlerini okuyabilirsiniz...
*********************
İdealler yıldızlar gibidir.
Onlara belki ulaşamazsınız ama bakarak yönünüzü tayin edebilirsiniz..

Zafer, asla mahvolduklarını zannedenler
tarafından kazanılamaz.

Dalından kopan yaprağın akibetini rüzgâr tayin eder...

Ahlâkçılık anlayışımız, Türk Ahlâkı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.

Başarı için muntazam plânlı çalışma yapmak lâzımdır. Son nefesimizi verinceye kadar çalışacağız.

Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez

Biz aziz milletimize müreffah, kuvetli ve büyük bir Türkiye taahhüt ediyoruz; kendimizi millete adıyoruz.Ve Türklük yoluna başlarımızı koyuyoruz.

Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz...

Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.

Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.

Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.

Fikir, iman, ülkü aşkı ... İnsanları güçlü yapan bunlardır.

Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.


İnsanlık âleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir. Dokuz Işık demek, Türk Ülküsü demektir.

İslamiyet'i ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.

Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Dâvamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.

Komünist sistemlerde halkın esaret altında oluşunun sebebi bir mülk sahibi olamamasıdır. Hürriyetin tek garantisi mülkiyettir.

Milletler arasındaki mücadele şuurundan mahrum olan toplumlar başkasının boyunduruğu altına düşerler.

Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.

Millî kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için Türk Milletini yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.

Mücadelemiz her ne pahasına olursa olsun, siyasi kazanç mücadelesi değil, ahlâk ve fazilet mücadelesidir. Bu mücadelenin karakteri yıkıcı değil, yapıcı olmaktır. Bu şerefli mücadeleye Türk milletini davet ederim.

Toprak bütünlüğümüzü devletimizin ve milletimizin bölünmezliğini hedef alan hainlere karşı Türk Milleti olarak ayağa kalkmalıyız.

Türk aydınları için Batı'nın sığınması olmak bir ideal olarak benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez."

Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir.

Türk milliyetçiliği meşru savunma, yüksek insanlık duyguları ve Türk Milletinin kendi tabii haklarının savunulması, korunması duygusu ve iradesinin, şuurunun bir ifadesidir.

Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.

Türk töresinin bir diğer şartı da haddini bilmektir. Haddim bilmek... Ne kendinizi dev aynasında göreceksiniz. Herkese yukarıdan bakacaksınız, ne de kendinizi aşağıdan göreceksiniz, aşağıdan bakacaksınız.

Türk Töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur. Vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda her çeşit fedakârlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda ederler. Türk Milleti'nin büyüklüğü böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak, sizler yükselteceksiniz. Türk Töresinin en önemli bir gereği de sır saklamaktır. Sır saklamak...

Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine giren ve hükümetin gafletinden yararlanan komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.

Türkiye'nin yükselişi ithal fikirle olmaz. Hiç bir yabancı, Türkün menfaatlerini Türk Milletinin kendisi kadar düşünemez.

TÜRKLÜK bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.

Türkün en önemli vasfı teşkilâtçılığıdır.

Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.

Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ
Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. ATATÜRK
 
"BİR KIZ ÖĞRENCİYİ BAŞINI ÖRTTÜĞÜ İÇİN TAHSİL HAKKINDA MAHRUM ETMEK İSTİKLAL SAVAŞI BAŞLARINDA VE MARAŞ'TA , DÜŞMANLAR TARAFINDAN BAŞÖRTÜSÜ ÇEKİLİP DÜŞÜRÜLDÜĞÜ İÇİN BAŞLAYAN MİLLİ ŞAHLANIŞIN RUHUNA TÜKÜRMEKTİR."
NECİP FAZIL KISAKÜREK
* * *

Zafer ülkü kaynağının çeşmesidir,
Zafer gönüllerin birleşmesidir.
Gönülleri birleşenler, selam sizlere,
Uzaktan dertleşenler, selam sizlere.

Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir...
H.Nihal Atsız
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. ATATÜRK
 
Deme bana Kayı, Oğuz, İlhanlı,
Türküm; Bu ad her ünvandan üstündür.
Yoktur Azer, Kırgız, Özbek, Kazanlı,
Türk Milleti bir bölünmez bütündür.
Ziya Gökâlp
Başarılarda gururu yenmek, felâketlerde ümitsizliğe karşı gelmek lâzımdır. ATATÜRK
 
Ve tarih bir gün, acz içinde kıvrana kıvrana şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazmak zorunda kalacaktır...

S.Ahmet Arvasi

BU DAVA ÖZÜDÜR İSLAMİYET'İN
BU DAVA GÜNEŞİ, MAZLUM MİLLETİN,
BU DAVA, HERŞEYDEN, HERŞEYDEN ÇETİN,
BU YOLDA DERT, HÜZÜN, GURBET BİZİMDİR.
S.Ahmet Arvasi

16 yaşında ilk şiirlerden biri olan `Ne Gam`, iyi bir başlangıç

Ne gam, varsın dizlerim koşa koşa yorulsun,
Saadetin, dâvanın, gerçek aşkın peşinde...
Boş hayaller kül olup rüzgârlarda savrulsun,
Yaban gülleri gibi solsun çöl güneşinde.
S.Ahmet Arvasi

Henüz 17 yaşındaki bir delikanlının `Özleyiş` şiiri, ecdadına âşık bir delikanlının eski muhteşem çağlara olan hasretini dile getiriyor:

Tuna neden köpürmüş, Kırım neden inliyor?
Nerde parlayan kılıç, nerde o akıncı ced?
Şimdi Hazar uzaktan feryadımı dinliyor,
Ayrıldı mı Kafkaslar yurdumdan ilelebed?
Kıbrıs`ın ayrılışı derd oldu içimizde,
Barbaros`un sesini kaybettik Akdeniz`de,
Adalar yabancı da, dinmez derleri bizde,
Balkan`ımız vatandan ayrıldı mı nihayet?
S.Ahmet Arvasi
 
SON BİR (1) YILIN TOPLAMI 106855 ziyaretçi kişi burdaydı!
Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. CÜZ:21 // AHZÂB SÜRESİ: 33 / 23.ÂYET Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol