BU EN ÜST BÖLÜMDEKİ BAZI REKLAMLAR - Sayfamızın üstündeki zaman zaman görüntülenen Windows Internet Explorer'in kendi Reklamıdır.- SİTEMİZ DIŞI BİR UYGULAMADIR.
   
 
  DEĞERLİ ORHAN KILIÇOĞLU ABİMİZİN -YAKIN BİR GELECEKTE- GELİRİ ŞEHİT AİLELERİ İÇİN ÇIKACAK KİTABINDAN... YAZI DİZİSİ


 

ORHAN KILIÇOĞLU'ndan



DEĞERLİ  ORHAN  KILIÇOĞLU ABİMİZİN - YAKIN BİR GELECEKTE- GELİRİ ŞEHİT AİLELERİ İÇİN ÇIKACAK  KİTABINDAN... 1. YAZI DİZİSİ

TÜRKLER ANADOLU YA GELMESEYDİ
NANKÖRLERİN HALLERİ NİCE OLURDU


1.BÖLÜM

TÜRK OLMAK;  Soylu, asil yüksek karakter sahibi, yaratılışında kendisine bahş olunan NEFHA-İ İLAHİ'nin şuurunda, adalet ve merhamet ehli, cesur ve cömert olmak demektir.
TÜRK MİLLETİ, binlerce yıllık tarihi içinde Dili, Kültürü, Töresi, Dini inançları ile yaşayan, asla ve asla zulmetmeyen, hakimiyet sahasında hayat süren insanların soyu sopu, inancı ne olursa olsun, onların da MAL, CAN VE NAMUS EMNİYETLERİNİ GARANTİ ALTINA ALMAYI BİR İNSANİ GÖREV BİLEREK YAŞAYAN, HALEN DE YAŞAMAYA DEVAM EDEN VE KIYAMETE KADAR DA YAŞAYAÇAK OLAN, CENAB-I ALLAH c.c. TARAFINDAN SEÇİLEREK İSLAM A MUHTAR KILINAN, MÜBAREK VE MÜSTESNA BİR MİLLET OLUP İNSANLIK ALEMİNİN EN NADİDE SÜSÜ VE PAHA BİÇİLEMEZ BİR KOLYESİDİR !
    ALLAH c.c. insanlığın istifadesine TOPRAK, SU, HAVA, ve TÜRK gibi dört müstesna nimet sunmuş olup; insanlar ilk üçü ile biyolojik varlıklarını sürdürürlerken, Türk'ün ise hakim olduğu coğrafyada, Adalet ve Hakkaniyet ölçüleri içerisinde, Mal, Can ve Namus emniyeti sağlanmış bir şekilde mutlu ve müreffeh bir hayat sürerler. Ünlü bir Alman Düşünürü nün  //ŞU TÜRKLER ALMANYA YI DA ALSALARDI, ANCAK BU SAYEDE İNSANCA BİR HAYAT YAŞAYABİLİRİDİK...//  sözü bu gerçeğin en güzel bir ifadesidir sanırım.
    Bugün üzerinde yaşamış olduğumuz Anadolu coğrafyasından gelip geçmiş olan irili ufaklı kavimlerin hayatlarını en ince teferruatlarına kadar anlatan bir ANADOLU KAVİMLER TARİHİ yazılarak bir kitap halinde okumamız için elimize verilseydi;  inanıyorum ki, daha kapağını açar açmaz etrafa yayılacak olan iğrenç ve ağır ceset kokularından burnumuzun direği kırılır, şiddetli mide bulantısından mütevellit kusabilmek için en yakınımızda bulunan lavaboya koşar, kitabı da kazdığımız derince bir çukura gömüp üzerini kapatmayla da kalmayıp, bolca da kireç dökerdik..!! Çünkü okumak için elimize aldığımız bu kitap; sayfa araları irili ufaklı onlarca millet, devlet ve kabile cesetleriyle dolu olan bir kabristanlık gibidir..!!
    İRİLİ UFAKLI BİR KAVİMLER KABRİSTANLIĞINDAN İBARET OLAN ANADOLU COĞRAFYASINDA, huzura hasret bir şekilde yaşayan çeşitli dilleri konuşan ve farklı soylara mensup olan halk tabakaları, Türkler in SELÇUKLULAR olarak Anadolu ya gelmelerine kadar ki çok uzun seneler içinde; kan, göz yaşı ve tarifi imkansız acılar içerisinde kıvranarak çok büyük işkencelere katlanmışlardır.
    Önce Selçuklu daha sonraları Osmanlı Türkü'nün hakimiyet sahasına dahil olan Anadolu toprakları, Türk hakimiyetinin sonucunda; daha önceleri büyük acılar içinde kıvranan gayr-i müslim kavimler için bile; sulh ve sukün içinde, MAL,CAN ve NAMUS EMNİYETİ SAĞLANMIŞ OLARAK, insan haysiyet ve onuruna yakışır bir hayat sürmeye müsait bir müstesna ortama dönüştü..
    Necip Türk milletinin bahşettiği sonsuz nimetlerden istifadeyle, kendilerinden, YÖNETİMİN TEPE NOKTALARI, BÜROKRASİNİN HER KADEMESİ VE BENZERİ YÜKSEK MAKAM  VE RÜTBELER ESİRGENMEDİĞİ HALDE; Türk isminden büyük rahatsızlıklar duyarak,  // NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE SÖZÜNÜ DAĞA TAŞA YAZA YAZA İPTİDAİ VE KOMİK BİR ÜLKE HALİNE GELDİK...... TÜRK DEDİĞİN NEDİR Kİ, 36 ETNİK GRUPTAN BİRİDİR // şeklinde talihsiz ve bir o kadar da vefasızlık çukurunda çamurlanmış sözler sarf ederek; ALLAH c.c. ve tarih önünde nankörlük edip suç işleyenlerin şunu bilmelerini isterim ki, sarf etmekten hiçbir hicap duymaya dahi tenezzül etmedikleri bu sözleriyle; ALLAH YOLUNDA CİHAD EDEREK ANADOLU'YU, ASAKİR-İ İSLAM IN "İslam askeri" KANLARIYLA SULAYARAK, MEMALİK-İ İSLAM "İslam toprağı" YAPANLARIN Kİ AŞAĞIDA OKUYACAĞINIZ ÜZERE:
    1040 DANDANAKAN'dan başlayarak, 1048 PASİNLER, DÖRT BÜYÜK HAÇLI SEFERİ ( KILIÇ ARSLANLAR ), 1071 MALAZGİRT, 1176  KARAMUKBELİ, FATİH SULTAN MEHMET'LE 1453 İSTANBUL'UN, 1461 TRABZON'UN FETHİ VE DAHASI, ÇANAKKALE.. SAKARYA... DUMLUPINAR
ve bu zincirin e son halkasını teşkil eden, 9 EYLÜL 1922'ye gelinceye kadar, oluk oluk kan akıtarak verdiğimiz her biri bir TÜRKOĞLU TÜRK OLAN milyonlarca ŞEHİT ve GAZİLERİMİZİN ve dahası halen Güney Doğumuz da Şehadet şerbetini içerek FENAFİL VATAN OLAN MEHMETÇİKLERİMİZ
İN AZİZ ve MÜBAREK RUHLARINI İNCİTEREK, ŞEHADETLERİNİ İNKARA KALKIŞTIKLARININ FARKINDALAR MI ACABA....???
    Bu mübarek topraklar üzerinde yaşayıp, Havasından, Suyundan, Nebatat ve Hububatından beslenmekle kalmayıp, ŞANLI TÜRK ORDUSU SAYES; Irzı... Namusu.. Canı... Malı... Mülkü... Dini!.. Kıblesi!.. Camisi!.. ve dahası Gemicikleri teminat altına alınarak, bütün bunlara ilaveten, devletin en üst makam ve mevkilerinde saltanat sürenlere çok kısacık birkaç sorum olacak:
    ŞAYET, BİR TÜRLÜ İÇİNİZE SİNDİREMEYİP, HER FIRSATTA VE HER ZEMİNDE KÜÇÜMSEMEKLE DE KALMAYIP, İNKARA KALKIŞTIĞINIZ TÜRKLER, RESMİ OLARAK ÖNCE SELÇUKLU, ONU TAKİBEN OSMANLI OLARAK VE SON OLARAKTA  HEM SELÇUKLU'YU VE  HEM DE OSMANLI'YI İÇİNDE BARINDIRIP, HER İKİSİNİN DE  DEVAMI NİTELİĞİNDEKİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ OLARAK BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE HÜKÜMRANLIK KURMASAYDILAR;
    1- Şu an bu topraklar üzerinde acaba kimler ve hangi devletler hüküm sürüyor olacaklardı???
    2- Kurulu devletin Cumhurbaşkanının, Başbakanının ismi AHMET,MEHMET,ABDULLAH,SÜLEYMAN,
ERDOĞAN, NECMETTİN veya da DENİZ mi olacaktı
yok sa; YORGİ, CORCİ, JOSEF, DAVİD, GEORGE mu???
  
3- Bağrında; EBA  EYYUB EL - ENSARİ HZ... EBUD DERYA HZ... EBU ŞEYBETÜL HUDRİ HZ... EBU ZERR-İ ĞIFARİ HZ... CEMALEDDİD UŞŞAK-İ HZ... AZİZ MAHMUD HÜDAYİ HZ... BALİ EFENDİ HZ... BEYKOZLU HACI HAFIZ MUHMMED HZ... ESAT COŞAN EFENDİ GİBİ ULU HAZRETLERİN YANINDA, CENNET MEKAN ABDÜLHAMİT'LE... MEHMET AKİF GİBİ İSTİKLAL ŞAİRLERİMİZİN... NECİP FAZIL GİBİ SULTAN-I ŞUARALARIMIZIN KOYNUNDA YATTIĞI BİR İSTANBUL'UN VARLIĞINDAN BAHSEDEREK, BU ŞEHİR DE ERDOĞAN, MÜFİT, SAFFET, GİBİ MÜSLÜMANLARIN BELEDİYE BAŞKANLIĞI KOLTUĞUNA OTURABİLMELERİNİN MÜMKÜN OLABİLECEĞİNİ  DÜŞÜNEBİLİR MİYDİNİZ???
    4- Konya da MEVLANA ve ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİ.... Erzurum da ABDÜLVAHAP GAZİ  HAZRETLERİ.... Erzincan da TERZİ BABA, PİR-İ SAMİ. REYHANİ HAZRETLERİ... Sivas ta HASAN TOPRAK, HASAN ÜRGÜP, ŞEMSETTİN AHMET SİVASİ, ABDÜL GAZİ HAZRETLERİ.... Trabzon'da HAÇKALI BABA. AHİ EVREN BABA, TEZVEREN BABA, MISIRLI VE HAKKI BABA HAZRETLERİ... Giresun'da SEYYİT VAKKAS HAZRETLERİ gibi Anadolu'nun daha sayılamayacak kadar çok köşesinde metfun bulunan İSLAM BÜYÜKLERİNDEN OLAN DİN ULULARIMIZIN VARLIKLARINDAN BUGÜN SÖZ EDEBİLİR VE KABİRLERİNİ ZİYARETLE; ELLERİNİZİ SEMAYA AÇARAK, O BÜYÜK ZATLARIN YÜZÜ SUYU HÜRMETİNE CENAB-I ALLAH TAN NİYAZ DA BULUNABİLİRMİYDİNİZ? YOKSA BU MÜBAREK ZATLARIN TÜRBELERİ DE HEM DE BAŞBAKANIMIZIN YUNANİSTAN'DA OLDUĞU BİR GÜN DE , SELANİK ŞEHRİNDE MEVCUT SON OSMANLI AKINCILARININ YATTIĞI ŞEHİTLİĞİN DİSKOTEK YAPILMAK İÇİN BULDOZERLERLE YIKILMASI GİBİ BİR AKİBETE UĞRAMIŞ OLMAZLAR MIYDI???
    Evet, nankörlüklerin vahameti karşısında sorduğum sorular az gibime gelmiş olacak ki, bu topraklarda, Türk'ün her türlü nimetlerinden istifadeyle her türlü imkanlarımızdan ziyadesiyle nasiplendiği halde, TÜRK MİLLETİNİ BİR TÜRLÜ HAZMEDEMEYEN NANKÖRLERE son birkaç sorum daha olacak;
    5- Türkler bu topraklara gelerek devlet kurup hakimiyet sağlayamamış olsalardı; BUGÜN KENDİLERİNİ YÜCE TÜRK MİLLETİNİN BİRER ÖZ MENSUBU OLARAK KABUL ETTİĞİMİZ VE KOPMAZ  TARİHİ VE KÜLTÜREL BAĞLARIN YANINDA, İSLAM IN  MANEVİ POTASINDA YOĞRULARAK ETLE TIRNAK MİSALİ VUCUDA GETİRİLMİŞ, MAZİSİ  BİN YILI AŞKIN BİR BÜTÜNLÜĞÜN İNKARI CİHETİNE SAPARAK; MELUN ve MÜTECAVİZ BATI NIN GİZLİ SERVİSERİNİN HİLE ve DESİSELERİNE KANIP, ÇOK BÜYÜK BİR NANKÖRLÜKLE TÜRK KİMLİĞİNİ REDDEDEREK ONU BİR ALT KİMLİĞE İNDİRME GAYRETİ İÇİNDE OLANLARIN, ACABA HANGİLERİNİN SOYU, SOPU, NESEBİ, ZÜRRİYETLERİ BUGÜNLERE KADAR ULAŞABİLECEK Tİ?... ULAŞTIKLARINI VARAYALIM, BU GÜN BU COĞRAFYA DA
; MÜSLÜMAN BİR KİMLİKLE YAŞAYARAK, KARILARININ, BACILARININ VE GELİNLERİNİN IRZLARI, NAMUS VE İFFETLERİ, KÖRPECİK KIZ EVLATLARININ BEKARETLERİNİN YANINDA, CANLARI, MALLARI TEMİNAT ALTINA ALINARAK, İNSANCA BİR HAYAT SÜRME HAKKINA SAHİP OLABİLECEK MİYDİ???
    6- BUGÜN İÇİN, BEDAVA VE LÜKS KONUTLARINDA OTURUP, PARALARIYLA EVLİYA ÇELEBİ MİSALİ DÜNYA GEZİLERİNE ÇIKIP, BİR GECELİĞİ 20.000 DOLAR OLAN LÜKS OTELLER DE KONAKLAYIP, HAC VE UMRE ZİYARETLERİNDE BULUNARAK, HATIRINA MİLYARLIK HEDİYELER ALABİLME ŞANSINI SİZLERE SAĞLAYAN VE DE; EN YÜKSEK VE YÜCE MAKAMLARINA KADAR YÜKSELEBİLDİĞİNİZ HALDE, HALA DAHA İÇLERİNİZE SİNDİREMEDİĞİNİZ BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'NİN VEYA DA BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE KURULU MEVCUT BAŞKA BİR MÜSLÜMAN DEVLETİN VAR OLABİLECEĞİNDEN BAHSEDEBİLİR MİYDİNİZ???

 BU BÖLÜMDEKİ  EN SON YAZIM TARİHİ: 07-10-2009
* * * * * * * * *
2.BÖLÜM

 
    VATAN; üzerinde, neslin devamı, İslam inancının gereği gibi yaşanılabilmesi ve de yaşatılabilmesi, ırz, namus ve haysiyetin güven içinde muhafaza edilerek, gelecek nesillere intikali için elzemdir. Bu ifadeden anlaşılacağı üzere, VATAN SEVGİSİ; yüksek bir imanın neticesi olup, kıskanma duygusunun ve Türk e has ulvi bir namus anlayışının gönülleri ve beyinleri kavuran dayanılmaz hararetinin toprağı ısıtması ve ona İLAN- I AŞKIDIR. Soylu,asil ve karısının, kızının,bacısının, gelininin namusu ve bekareti üzerine titreyen ve bu kutsal değerler uğruna ölümü göze alabilen namuslu insanların varlık sebebidir.VATAN ONLARI BİR ANNE ŞEFKATİYLE EMZİRİP KOYNUNDA BARINDIRIRKEN, ONLAR DA; ‘’ VATAN ANA" LARINDAN EMDİKLERİNİN KARŞILIĞINI ONA, GAZA MEYDANLARINDA ŞEHADET KANLARIYLA SEVE SEVE ÖDERLER…. ANA - EVLAT MUHABBETİ VE SAFİYETİ İÇİNDE ASIRLARDAN BERİ BU HEP BÖYLE SÜRE GELMİŞ, KIYAMETE KADAR DA HEP BÖYLE SÜRECEKTİR. BOŞUNA MI ADINA ANADOLU DEMİŞLER .ELBETTE BİR BİLDİKLERİ VARDI…..
    Anadolu, c
ömerttir,vefakar ve cefakardır; HOYRAT VE KADİR KIYMET BİLMEZ NANKÖRLERDEN dahi esirgemedi sütünü,şefkatini ve yanık sesiyle söylediği asalet rahiyası saçan o güzelim ninnilerini…
    TÜRK ‘ ÜN MERHAMETİ VE ANADOLU’NUN CÖMERTLİĞİ SAYESİNDE ULU ÇINARIN GÖVDESİNDE YAŞAMA ŞANSINA KAVUŞAN BU NANKÖRLER; SADAKAT GÖSTERİP ,ŞÜKRAN- I NİMETTE BULUNMALARI GEREKİRKEN; AHDE VEFAYI UNUTUP, KÜFRAN-I NİMETTE BULUNARAK, SURET-İ HAK’TAN MIŞ GİBİ DAVRANIP, GÖVDESİNE SIZMAYI  BAŞARARABİLDİKLERİ ULU ÇINARI, TIRTIL KURTLAR MİSALİ DUR DURAK DEMEDEN İÇİN İÇİN MERHAMETSİZCE KEMİRDİLER…..KEMİRDİLER…. VE YİNE HALA, 24 SAAT TAM MESAİ ÇALIŞARAK; KÜRT AÇILIMI PAKETLERİ, AB KRİTERLERİ, ABD VE İSRAİL DAYATMALARI NETİCESİNDE; TOPRAK SATIŞLARI, BÖLGESEL KALKINMA AJANSLARI, YENİ VAKIFLAR   YASALARI, MADEN ARAMA RUHSAT VE İMTİYAZLARI, KİLİSE- HAVRA – ŞAPEL – SİNAGOG – MANASTIR TAMİRATLARI, ERMENİ AÇILIMLARI, İKİNCİ BİR RESMİ DİL YARATMA ÇABALARI, DİNLER BAHÇESİ  ‘’ dünyada benzeri yok,sadace bizimkilere has bir saçmalık’’ , YETMEDİ, CUMA HUTBELERİNDE VE DİN DERSİ KİTAPLARINDA , AYET, HADİS- İ ŞERİF, FATİHA SURESİ VE KELİME- İ TEVHİD
ÜZERİNDE YAPILAN TAHRİFATLAR LA MADDEN VE MANEN KEMİRMEKTELER….!
    Bu nokta da,daha net ifadelerde bulunabilmek münasebetiyle, Üstad şairimiz Yavuz Bülent Bakiler’in
‘’BEN ANADOLUYUM ŞİİRİ’’ ni siz çok kıymetli gönüldaşlarımla paylaşmak lüzumunu hisettim "şiire sadece bir hece ekledim,Yavuz Ağabeyi hoş görsün"

    ANADOLU
(Yavuz Bülent Bakiler) 

Ben Anadoluyum...

Yıllar yılı susuz kaldım, yıllar yılı aç...

 

Şükrederek, kalktığım sofralarımda

Ya soğan ekmek olur, yahut bulamaç.

 

Hastalarım ölüm yataklarında

Ne doktor yüzü gördüm, ne ilaç.

 

Zaman zaman NANKÖR ÇIKTI büyütüp okuttuğum,

Gölge vermedi çok kere diktiğim ağaç...

 
En gümrah ırmaklarım boşuna akıp gitti

Üç beş adım ötesinde toprağım vardı kıraç.

 

Gittim, yiğitçe döğüştüm gazâ meydanlarında

Ne tak-ı zaferler istedim, ne taç...

 

Savaşta çiğnetmedim hilâli düşmanlara

Ak sandığım düşürdü üstüme gölge gölge haç...

 Yolsuz, okulsuz köylerim, kasabalarım hâlâ

Alın terine muhtaç...

 Ben Anadoluyum, acılı, mahzun;

Bende bitmez tümenmez dert kulaç kulaç...

   
YOKSA VATAN; beslenip karın doyurularak,üzerinde şerefsizce ve uşak ruhlu bir şekilde hayat sürülen bir tarla veya zerzevat bahçesi olmadığı gibi, fırsatlar bollaşıp şanslar yaver gittiğinde ise, NE RÜTBE, NE MAKAM KOVALAMAYA YARYAN BİR AVLAK , VE NE DE, İĞRENÇ VE APTALCA BİR AB SEVDASI UĞRUNA, BATI’ NIN İTİ NE, PİÇİ NE PEŞKEŞ ÇEKİLİP RÜŞVET VERİLEBİLECEK BİR TÜTÜN VEYA MISIR TARLASIDIR !!
   
Bu topraklar milyonlarca Türk evladının mübarek kanları ile yuna yuna ve sayısız evliyaların nefesleri ile karıla karıla Türk e vatan olmakla kalmayıp; bir çok biçare ye,sığıntı ya, sahipsiz zavallı ya, gayr-ı Türk göçmene, kendi öz yurdundan kendi soydaşları tarafından ırzları namusları kirletilip, korkunç işkencelerden geçirilip,kendi anavatanlarından kovulanların tamamına da huzur ve güven içinde yaşayacakları bir mesken olmuştur.
   
Bu insanlara kucak açıp onları kardeş belleyerek bütün imkanlarımızı istifadelerine sunmaktan duyduğumuz hazzın ötesinde; onları, T.C. DEVLETİ’NDE hayalini dahi kuramayacakları en üst makamlarımıza kadar çıkartarak, onlara büyük payeler vermiş olduğumuz halde; zaman içinde bunların bir çoğu ya İslam mücahidi kisvesine bürünerek azılı birer TÜRK DÜŞMANI, ya da GOMONİST olup, Türk düşmanlığı noktasında birlikte hareket ederek; MEMLEKETİMİZİ BİR BAŞTAN ÖBÜR BAŞA İÇİ KIRMIZI DIŞI YEŞİL OLAN KARPUZ TARLASINA ÇEVİRDİLER ! ! SON ALTI YEDİ YILDAN BERİ İSE; BU HER BİRİ DÜNÜN BİRER AZILI ATEİST VE GOMONİSTİ OLAN KIRMIZI RENKLİ PESPAYELER İLE BEŞ ON YIL EVVELİNİN YEŞİL RENKLİ TATLI SU MÜCAHİTLERİ, KIRMIZI – YEŞİL KARIŞIMININ OLUŞTURDUĞU AB.BAYRAĞININ MAVİ RENGİNDE BULUŞARAK; MÜSLÜMAN TÜRK MİLLETİNİN ANA RAHMİ BELLEYEREK NAMUS KABUL ETTİĞİ VE ŞEHADETLERİYLE SULAYARAK DEFALARCA YUDUĞU BU MÜBAREK TOPRAKLAR ÜZERİNDE, MİLYONLARCA İNSANIMIZIN, CANI, KANI PAHASINA KURMUŞ OLDUĞU TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ NİN BÖLÜNÜP PARÇALANMASI İÇİN ELLERİNE TUTUŞTURULMUŞ OLAN, ABD, İSRAİL, AB PATENTLİ VE HER BİRİNİN MÜREKKEBİ NECASET KOKAN KALEM YA DA, İĞRENÇ AĞIZLARINA UZATILMIŞ VE YİNE HER BİRİNDEN ETRAFA LAĞIM SAÇILAN MİKROFONLARI İLE MİLLETİMİZİ ÜMİTSİZLİĞE, YILGINLIĞA, ÇARESİZLİĞE DÜŞÜRMEK VE KAMPLAŞMALARI SAĞLAYIP İÇ ÇATIŞMALARIN ZEMİNİNİ OLUŞTURABİLMENİN GAYRETİ İÇERİSİNDELER...
    Bir acı kahvenin bile kırk yıl hatırı varken, bu nankörlerin büyük bir kısmı ‘’ GENELLİKLE SİYASET CANBAZI OLUP; CAMİLER KIŞLAMIZ, MİNARELAER SÜNGÜMÜZ, KUBBELER MİĞFERİMİZ ŞİİRLERİYLE SURET-İ HAK TAN GÖZÜKEREK MİLLETTEN SONRA, BİR YOLUNU BULUP MUHTARI DA KANDIRARAK ANKARA’DAN İKMETGAH BELGESİ ALANLAR’’ kendilerini Allah’ın birer kutsal emaneti olarak kabullenip bağrına basmanın ötesinde, kendilerine sosyal,ekonomik ve siyasi statü kazandırmış olan Türk milletine karşı hiçbir zaman müteşekkir olup, muhabbet duyarak samimi duygular beslemediler.Ne şükranda bulundular ve ne de en küçük de olsun bir hatır saydılar….Türk milletinin bunca Al-i CENAPLIĞININ , ASALETİNDEN GELEN SONSUZ MERHAMETİNİN BUNLAR İÇİN BİR ACI KAHVE KADAR DA HATIRI OLMADI !!!!
    Türk milletinin kendilerine karşı göstermiş olduğu adalet, asalet,şefkat, merhamet ve muhabbete rağmen bunlar, hiçbir zaman kadir kıymet bilmeyerek, Türk milletinin hakkını teslim noktasında nankörlük ederek, AVRUPALI BİR ÇOK GAYR-İ MÜSLÜM KADAR OLSUN DÜRÜST DAVRANAMADILAR.
   
AVRUPALI MEŞHURLARIN TÜRKLER İÇİN METHİYELERİNDEN BİR KAÇ ÖRNEK :
    FRANSIZ İMPARATORU NAPOLYON BONAPARTE :  ‘’ İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır; Erkeğin cesur,kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet daha vardır, icabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete fazlasıyla sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki, Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler.’’
    WİLLİAM MARTİN : 
‘’ Bütün milletler arasında en namuslu ve dostluk kurmada tereddüt edilemeyecek yalnız ve yalnız Türklerdir. Henüz yabancı tesiri altında kalmamış bir Türk köyüne gidecek olursanız; gerçek misafirperverliğin ve insanlığın ne demek olduğunu orada görüp öğrenirsiniz.’’
    TASSO, ÜNLÜ İTALYAN ŞAİRİ: ‘’ Beyler ! Türklerden bahsediyorum.....düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk; dost yanında ve silahsız düşman karşısında, insanı okşayan tatlı bir Seher yelidir, berrak bir göldür. Gönül açan, huzur veren bu yeli yıldırma. Göz kamaştıran bu güzel gölü coşkun bir denize çevirmek, tabiatı da inciten bir gaflet olur ‘’
    
 LA MARTİN FRANSIZ YAZAR: ‘’Irk ve millet olarak Türkler, bence geniş imparatorluklar içinde yaşayan kavimlerin en asili ve başta gelenidir. Dini, Sosyal ve Örfi faziletleri, TARAFSIZ VE ANCAK ŞEREFLİ KİMSELER İÇİN birer takdir ve hayranlık kaynağıdır. TÜRK MİLLETİNİN ALEYHİNDE KONUŞUP, AŞAĞILAMAYA ÇALIŞMAK ANCAK İNSANLIK ŞEREFİNDEN MAHRUMLARIN İŞİDİR"
   

SABIRLI OLUN NANKÖRLER , SIRA PEYGAMBER EFENDİMİZ İN TÜRKLER HAKKINDA Kİ HADİS-İ ŞERFLERİ NE, İSLAM ULEMASININ ÖVÜCÜ SÖZLERİNE DE GELECEK. NE VAR Kİ, ÖVÜLEN TÜRK MİLLETİ OLUNCA, SİZLER HADİS-İ ŞERİFLERİ, EVLİYALARIN SÖZLERİNİ DAHİ İNKAR ETMEKTEN HAYA ETMEZSİNİZ.
    WİLLİAM PİTT, İNGİLİZ DEVLET ADAMI;
"Türklerin biricik sevdikler şey, hak ve hakikattır. Hiçbir haksızlık yapmadıkları halde haksızlığa uğramışlardır ‘’ 
    ALBERT SOREL; 
‘’Dünyada iki bilinmeyen vardır. Biri KUTUPLAR, DİĞERİ TÜRKLER ‘’
    DECAMPS, ÜNLÜ FRANSIZ RESSAM; 
‘’ Türk ün güzel yüzünü, kuvvetli parıltılı kostümünü, zarif tavırlarını, kibar kibar gülüşünü, aslanca kükreyişini yağlı boya fırçasıyla göstermek mümkündür. Fakat pek güç olan, TÜRK ÜN ÖZÜNÜ GÖSTERMEKTİR. BU ÖZ AY IŞIĞI GİBİ, GÖRÜLÜR FAKAT GÖSTERİLEMEZ. BUNA HİÇBİR RESSAMIN KABİLİYETİ YETMEZ"
    HAMMER;
‘’Tarih Türklerden çok şey öğrendi. Türkler in elinden çıkma öyle eserler vardır ki, uygarlık için birer süs olmaktadır ‘’
    ANDREAS PİHİDİATES; " Artık Türklerle savaşmayın, onlar çok mert ve cesurdurlar. İsimlerinin geçtiği her yerde Türkler için kötü söz söylenmesine müsaade etmem. Türkler dünyanın en asil ve en merhametli insanlarıdır" 
         VON DER GOLTZ ; ‘’ Türkler dünyanın en mert insanları,en iyi ve asil milletidirler" 
     HAMMER ; "Türk tek başına bir kuvvettir"
           PİERRE
LOTİ , DÜNYANIN TANIDIĞI FRANSIZ; ‘’Türk.asillerin asilidir. Yapma olmayan, gösterişi bulunmayan bu pek yüce asalet ona tabiatın hediyesidir"
    BU NANKÖRLER ‘’AVRUPALILAR NASIL OLUR DA TÜRK MİLLETİNİ BÖYLESİ GÜZEL VE ÖVÜCÜ SÖZLERLE YÜCELTEBİLİRLER ‘’ DİYE, AZILI BİRER AVRUPA BİRLİĞİ DÜŞMANI DA KESİLEBİLİR!!...

BU BÖLÜMDEKİ  EN SON YAZIM TARİHİ: 17-10-2009
* * * * * * * * *
3.BÖLÜM

    SOYLU SOYUNU SEVERKEN, SOYSUZ İSE HASED EDER , UYUZ OLUR, KAHREDER!! UYUZ OLAN BU SOYSUZLAR, TÜRK'E DÜŞMANLIK EDEREK TEDAVİ OLACAKLARINI SANNEDERLER!! 
    Her insan mensubu olduğu milletini sever, bu seviş her insanın en tabii hakkıdır. İnsan, mensubu olduğu milletinin geçmişinde ve hali hazırdaki fazilet, meziyet,hamiyet ve insanlığı  istifadesine ortaya koymuş olduğu eserler ve vücuda getirmiş olduğu güzelliklerinden bahsederek her fırsatta memnuniyetini ifade edebilir. Bu hal, İslam’a aykırı bir durum olmadığı gibi aynı zamanda bir AHDE VEFADIR. ‘’ahde vefası olmayanlar, Allah c.c katında da kul indinde de muteber değillerdir"
     Bir sahabe Peygamber Efendimize ‘’ Ey Allah’ın Resulü, kişinin kavmini sevmesi ırkçılık mıdır, İslam’a ters bir durum mu ‘’ diye sorduğunda, Resulullah da " Hayır, kişi kavmini sever, ancak zulmüne yardımcı olursa ırkçılık olur. " diye buyururlar. 
   
Yazdığı Divanu Lügat’it- Türk isimli eserinde KAŞGARLI MAHMUD ‘un naklettiği bir Hadis-i kutside ‘’Ulu Allah buyuruyor; ’Benim Türk adını verdiğim ve maşrıkta ( Doğuda ) iskan ettiğim bir CUNDULLAH’ım (Askerim) vardır ki; bir yerde bir zulüm, haksızlık görürsem, o cundullahımı onların üzerlerine gönderirim " 
   
MAİDE SURESİ AYET-54 ‘’Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorlu, kendisinin onları seveceği, onlarında kendisini seveceği bir kavim getirir ki; Onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiçbir kınayanın kınamasından çekinmezler. Bu Allah’ın lütfu inayetidir ki, onu kime dilerse ona verir. Allah ihsanı bol olan, en çok bilendir" 
    VANİ MEHMET EFENDİ başta olmak üzere, ünlü Kur’an tefsiri yazarları ve büyük İslam ulemalarından ELMALILI HAMDİ YAZIR, ÖMER NASUHİ BİLMEN, Diyarbakırlı CELAL YILDIRIM HOCA ve daha birçok büyük İSLAM ULEMASI ve TEFSİR YAZARI, MAİDE AYET 54’te geçen milletin Türk milleti olduğunun üzerinde karar kılmışlardır.
    MAİDE AYET 54’TE BELİRTİLEN VE ULEMANIN DA, TÜRK MİLLETİNİ İŞARET ETTİĞİNİN ÜZERİNDE HEMFİKİR OLDUKLARI ALTI ÖZELLİK;
1- ALLAH ONLARI SEVE
2- ONLAR DA ALLAH’I SEVERLER
3- MÜMİNLERE KARŞI MÜTEVAZİ
4- KAFİRLERE KARŞI İSE ONURLU VE ZORLU
5- ALLAH YOLUNDA SAVAŞIRLAR
6- KINAYANLARIN KINAMASINDAN ÇEKİNMEZLER....
     KAŞGARLI MAHMUD, DİVANİ LÜGAT-İT TÜRK te Buhara ve Nişaburlu Hadis İmamlarından rivayet ettiği Hadis-i Kutsi’de ( Kaşgarlı Mahmud Divan-i lügat-it Türk C.1,Shf.294 ):  
    " Kostantiniyye mutlaka feth olunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır ve o asker ne güzel askerdir "  
    Yukarıdaki
Hadis-i Kutsi’nin kaynakları :1- BUHARİ ( Et-Trah-ül Kebir )
2
- AHMED BİN HANBEL ( Müsned 4/ 42,Kahire )
3- EL- HAKİM ( El- Müstedrek 4/42-422, Haydarabat) 
    " Türk dilini öğreniniz , çünkü Türklerin çok uzun sürecek bir hakimiyetleri vardır ‘’ ( KAŞGARLI MAHMUD, Divanu lügat-it Türk, C-1 Shf. 3, 1333 İstanbul basımı ) 
    " Türkler size ilişmedikçe, siz de onlara ilişmeyiniz. Çünkü milletimin mülkünü ve Allah’ ın ona olan ihsanını en evvel KANTURA ( TÜRK ) nesli alacaktır ‘’ ( İMAMI TABERANİ, Mu ‘ cem ‘ ül- kebir ve Mu’cem’ül Evsat isimli eseri ) 
    " Habeşliler sizinle uğraşmadıkça siz de onlarla uğraşmayınız. Hele Türkler size dokunmadığı sürece siz de Türkler ‘e (sakın) dokunmayın.( EBU DAVUT, Sunnen-i Davut, 4.C, shf. 112 )
    Yukarıda ki aynı Hadis-i Şerif CÜVEYDİ tarafından ise şöyle nakledilmiştir; ‘’
Türkler sizlere dokunmadıkça siz de Türklere dokunmayınız. Zira onlar çok sert ve haşin tabiatlı kimselerdir. 
    " HIFZ, ON KISMA AYRILMIŞTIR; DOKUZU TÜRKLER DE, BİRİ DİĞER İNSANLARDADIR.’’ (AHMED ZİYAEDDİN GÜMÜŞHANEVİ HZ. Ramuz’ ul Ehadis,4140 nolu hadis. ) 
HIFZ kelimesi, bazı alimlerce hafızlık, kavrama kabiliyeti olarak değerlendirilirken, MEHMET VANİ EFENDİ ‘ ye göre hafızlık; ’’Muhafazakarlık, dinini, vatanını, milletini, örf ve adetlerini, maddi ve manevi değerlerini koruma, namusunu kıskanıp sakınma duygusu olup, bu duyguya Türk milleti her milletten daha çok sahiptir." 
    Büyük mürşitlerden Kastamonulu MEHMET FEVZİ EFENDİ ‘ de;  ‘’ Muhafazakarlığın ONDA DOKUZUNU Allah c.c Türk milletine vermiştir ‘’ der. ...

BU BÖLÜMDEKİ  EN SON YAZIM TARİHİ: 20-10-2009

* * * * * * * * *

4.BÖLÜM
SAİD EL- HUDRİ demiştir ki: ‘’Hz. Peygamberimiz, Ramazanın ilk on gününde İtikafa girmiştir. Sonra Ramazanın ortasındaki on günde ise, tentesi üzerinde hasır bulunan bir Türk çadırında İtikafa girmiştir ‘’ ( kaynak, Ebu Müslim)
    Hz. Peygamber efendimiz bir gece rüyasında, peşine önce bir siyah koyunun, sonrada bir beyaz koyunun takıldığını görüyor. Mescit-i saadet’te sabah namazını kıldırdıktan sonra, gördüğü rüyayı anlatıp, rüyasının tabirini Ebubekir Sıddık Hazretlerine bırakıyor
     Hz.Ebubekir Sıddık’ ın ( r.a) tabiri: ’Ey Allah’ın Peygamberi, peşine ilk takılan siyah koyun Arapları, ikinci takılan beyaz koyun ise beyaz bir ırkı temsil eder. Yani, önce Araplar size inanıp Müslüman olacaklar, sonra da beyaz bir ırk islam’a girip size uyacaklar ‘’ şeklinde olur.
    Rüyada ki siyah koyun Araplar, beyaz koyun ise Türklerdir. Rüya da beyan olduğu üzere, önce siyah tenli Araplar, bir müddet sonra da beyaz çehreli Türkler İslam ‘ı kabullenmişlerdir.
    EBU DAVUD ‘ un Türklerle ilgili Hadislerden bahseden  meşhur SÜNEN adlı eseri, KÜTÜBÜ SİTTE denilen meşhur Hadis kitaplarındandır. İmamların büyüklerinden İMAMI MÜSLİM ‘in ‘’Sahihu Müslim’’ isimli eserinde, Türklerle ilgili Hadisleri ‘’Kargaşalıklar ve Kıyamet Alametleri Kitabı ‘’ adını verdiği çok uzunca bir bölümde toplamıştır. Bu kitapta geçen beş tane Hadis-i şerif, EBU HUREYRE tarafından bugünlere kadar ulaştırılmıştır. 
    Gerek İMAMI MÜSLİM, gerek se BUHARİ’nin naklettiği Hadisler, söz ve muhteva bakımından tamamıyla örtüşmektedir. 
    EBU HUREYRE ‘den:  ‘’ Hz.PEYGAMBER buyurmuştur ki, Müslümanlar, kıldan elbiseler giyen ve kıldan çoraplar çarıklarla yürüyen, çehreleri (sanki örs üzerinde döğülmüş ve) üzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibi kuvvetli bir kavim olan Türklerle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.’’ (35)
    İMAMI MÜSLİM ‘ den benzeri olan Hadis ise : ‘’Hz.PEYGAMBER, buyurmuştur ki, sizler, kıldan çarıklar giyen bir kavim ( TÜRKLERLE ) çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Yine sizler çekik gözlü, ince ve yassı burunlu, ‘’ kırmızı benizli ‘’ bir kavimle çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır.’’
EL-FİTEN’ den nakil bir Hadis-i Şerif :
‘’İstanbul’u; Allah’ın evliyaları ( dostları ) olan kavimlere nasip edecektir. Artık Allah c.c onlara bir daha ölüm, hastalık, bela ve musibet yüzü göstermeyecektir." 
    ET-TEBERİ: ‘’Peygamber Efendimiz, Arap kabilelerin hücumu yılında ( Hendek savaşı ) Medine’nin etrafında kazılmak istenen hendeğin sınırlarını çizdi…..Biz hiçbir zaman bu sınırları aşmak istemiyorduk. Salman hendekten çıkarak, Hz. Peygamberin bulunduğu yere geldi. Burada O, bir Türk çadırını kurmakla meşgul bulunuyordu. ‘’ ( ET-TEBERİ, II. Shf. 568 )
ET-TEBİRİ’ den: ‘’ Çok yakında Allah c.c, ellerinizi ( yurt ve yuvalarınızı) bazı yabancılarla (TÜRKLER) dolduracaktır. Onlar aslanlar gibi cesurdurlar. Harplerde düşmandan yüzgeri edip kaçmazlar. İşte bunlar; daha önce sizin harp ettiğiniz kavimlerle harp edecekler ve sizin ganimetlerinizi de onlar yiyeceklerdir. ( Harplerde aldığınız ganimetler onların eline geçecektir ) 
    
TUBEYİNKAB’ dan nakil : Büyük çarpışmada ( MALZGİRT ) harbinin o kan gövdeyi götürdüğü günlerde, ‘’ Kırmızı çehrelilere ‘’ ( TÜRKLERE ) müjdeler olsun! Allah’a yemin ederim ki , insanlar çatlasa da Allah onları hem bu dünya, hem de öbür dünyada kesinlikle mükafatlandırılacaklardır. 
    AMR b. AVF’ tan nakil: ‘’Allah, müminlerin ( ordusuna) İstanbul ve Roma’yı tespih ve Tekbir sesleri ile fethini nasip etmedikçe kıyamet kopmayacaktır. ‘’
     İMAMI TEBARANİ, Hz. MUAVİYE’DEN ŞÖYLE NAKLEDER : ‘’ İbn-i Zi ‘l Kela anlatıyor; bir gün Muaviye’nin yanındaydım. Ermeni’ye vilayetinin valisinden posta geldi. Muaviye, valinin mektubunu okudu, hiddetlendi, sonra katipler den birini çağırdı ve ona valinin tahriratına şöyle yaz dedi, " idarendeki araziye Türklerin akın ve yağma ettiklerinden, bunun üzerine arkalarından takip kuvvetlerini sevk ettiğinden ve bu takipçilerin yağma edilen şeyleri onlardan istirdat ( geri istemek ) etmiş olduklarından bahsediyorsun. Anan sana matem tutsun, sakın bir daha böyle bir harekette bulunma, Türkleri kışkırtma ve onlardan hiçbir şey istirdat etme. Çünkü ben Resulullah ‘tan işittim. Buyurdu ki; ‘’Türkler yavşan otu biten yerlere (Avrupa’ya) kadar ilerleyeceklerdir." 
    SEMAME İBN-İ EŞREF’ in ifadesiyle: ‘’Türklerin yürekleri temizdir, onlarda batıl fikirler, basit düşünceler yoktur. Türklerin vücutları ve sesleri gibi konuştukları dil de azametlidir. Her Türk, kendini aslan, düşmanını av, atını ceylan sayar." 
    SULTAN SANCER: ‘’Allah bu dünyayı Türklerin tasarrufuna tevdi ve emanet etmiştir. " 
   
HACI BEKTASİ VELİ : ‘’Türk milleti cihana hakim olmak için yaratılmıştır. "
     KAŞGARLI MAHMUD: ‘’ Tanrı’nın, devlet güneşini Türk burçlarından doğdurmuş olduğunu ve onların mülkleri üzerinde bütün teğremerini döndürmüş olduğunu gördüm. " Aşağıda bahsi geçen iki Ayet-i kerime üzerinde durmak ve düşünmek gerek. Bu iki ayette işaret buyrulan millet kim olabilir ki? 
    KUR'AN'I KERİM, EL- MEARİC 40, 41: ‘’ Hayır! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, her halde biz onların (yani Arapların) yerine daha hayırlılarını getirmeye elbette bizim gücümüz yeter ve kimse de önümüze geçemez. " 
    KUR’AN’I KERİM, EL – ENBİYA 105: ‘’ İşte sizler Allah yolunda (mallarınızı) sarf etmeye çağrılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor ama , cimrilik yapan bilsin ki, ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer onda yüz çevirirseniz, sizi ortadan kaldırır ve sizin yerinize, sizden olmayan ve sonrada sizlere benzemeyecek olan başka bir milleti  getirir." 
    Alim, ulema, ilahiyatçı etiketleri altında piyasaya sürülen ve sırtlarını bir takım ‘’ Siyonist ve masonik kuruluşlara, Vahabi Suudlar’a, Dinlerarası Diyalog adı altında Vatikan’a dayamış ve onlardan zıkkımlanan bir çok art niyetli, samimiyetsiz, gayri milli ahlak ve fikriyat sahibi" kişiler İslam’ da olmayan sayısız şeyleri, İslam ‘da varmış gibi anlatırlarken; Hadisi Şerifler de ve İslam Ulemalarının ifadelerinde ittifakla geçen TÜRK MİLLETİ GERÇEĞİNİ şiddetle inkarın gayreti içinde olup, Türk kelimesinin telaffuz edildiği anda göreceksiniz ki; bunların her biri bir kırmızı bez parçası görmüş azgın boğalar misali bir hal alarak, şeytanlaşır, şirretleşir, çirkefleşir, hiddetlenir ve de aniden saldırıya geçerler! 
    BU GİBİLERİN AZILI BİRER TÜRK DÜŞMANI OLUŞLARININ NE GİBİ SEBEPLERİ OLABİLİR Kİ? BİRAZDA BUNUN ÜZERİNDE DURALIM MI NE DERSİNİZ?...

BU BÖLÜMDEKİ  EN SON YAZIM TARİHİ: 29-10-2009

www.ahmetayvaz.tr.gg > OĞUZ SOYU-ÜÇOKLAR KOLU-GÖKHAN BOYUNUN TÜRKÇÜ TURANCI TÜRKMEN ÇEPNİ AYVAZ OTAĞI > www.ayvazahmet.tr.gg
 
TÜRK-İSLÂM ÜLKÜSÜ; Varlık olan Türklük ile, değer olan İslâmın bir birine vuslatıdır, kaynaşarak et ile tırnak misâli oluşlarıdır. Varlık ifade eden Türk`lüğün , değer olan İslâma muhabbetidir
* * *
OĞUL! Eşref-i mâhlük olduğunun şuurundan hareketle, Cenab-ı Hakk`ın nizamını yeryüzünde hakim kılmak gibi yüce bir idealin gerçekleşebilmesi uğruna,bin yıldır İ`LA-YI KELİMETULLAH ÇİZGİSİNDE, maddi ve manevi bütün imkânlarını seferber eden YÜCE TÜRK MİLLETİNİN şerefli bir ferdi olduğunu unutma!
Üstad ORHAN KILIÇOĞLU

* * *
ARVASİ HOCA`NIN FİKİR VE ESERLERİNDEN FAYDALANMAK, O`NU REHBER EDİNMEK HER TÜRK GENCİNİN ÖNCELİKLİ HEDEFİ OLMALIDIR.
Son yıllarda ihmal edilen ülkücü gençlik en Kısa zamanda yeni bir hamle yeni bir şevk ve aşkla; ZİYÂ GÖKALP, ATATÜRK, A.TÜRKEŞ, NİHAL ATSIZ, S. AHMED ARVASİ, NECDET SEVİNÇ`İN fikir ve görüşlerinin karıldığı harmanlardan beslenerek gelişip, olgunlaşıp, kamilleşerek, GÖNLÜNDE TÜRKLÜK ÜLKÜSÜ, DİLİN DE TURAN TÜRKÜSÜYLE YENİDEN BİR ERGENEKON DESTANI YAZMAYI İMANININ RÜKNÜ BELLEMELİDİR…

Üstad ORHAN KILIÇOĞLU
Facebook beğen
 
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!!! ATATÜRK
 
ALPARSLAN TÜRKEŞ SÖZLERİ
Başbuğ Alparslan Türkeş in özlü sözleri, Ülkücülük , Türk Dünyası ve İslamiyet hakkındaki özlü sözlerini okuyabilirsiniz...
*********************
İdealler yıldızlar gibidir.
Onlara belki ulaşamazsınız ama bakarak yönünüzü tayin edebilirsiniz..

Zafer, asla mahvolduklarını zannedenler
tarafından kazanılamaz.

Dalından kopan yaprağın akibetini rüzgâr tayin eder...

Ahlâkçılık anlayışımız, Türk Ahlâkı ve Müslümanlık inancından meydana gelmiştir.

Başarı için muntazam plânlı çalışma yapmak lâzımdır. Son nefesimizi verinceye kadar çalışacağız.

Bir fikre, bir ideolojiye, kendisinden daha üstün bir fikirle karşı çıkılır. Karşı fikir kaba kuvvetle ezilemez

Biz aziz milletimize müreffah, kuvetli ve büyük bir Türkiye taahhüt ediyoruz; kendimizi millete adıyoruz.Ve Türklük yoluna başlarımızı koyuyoruz.

Bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde Büyük Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz...

Cesaret, yüreklilik, atılganlık olmayan hiçbir dâva başarıya ulaşamaz.

Davalarımızın çözümü kendimize dönmek, sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür.

Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.

Fikir, iman, ülkü aşkı ... İnsanları güçlü yapan bunlardır.

Hepiniz birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin, kirletmeyin yere düşürmeyin.


İnsanlık âleminin en şerefli bir ailesi Türk Milletidir. Dokuz Işık demek, Türk Ülküsü demektir.

İslamiyet'i ele alıp Türklüğü inkâr etmek ihanettir. Bunun tersi de aynı derecede gaflet ve ihanettir.

Kendinizi küçük görmeyiniz. Sizler büyük kuvvetsiniz. Vazifenizi hiçbir zaman unutmayınız. Kuvvet birliktir. Dâvamızın geleceği birliktedir. Birlik, beraberlik içinde olmaktır.

Komünist sistemlerde halkın esaret altında oluşunun sebebi bir mülk sahibi olamamasıdır. Hürriyetin tek garantisi mülkiyettir.

Milletler arasındaki mücadele şuurundan mahrum olan toplumlar başkasının boyunduruğu altına düşerler.

Milletler yabancı kuvvetlerin orduları ve diğer maddi güçleri tarafından yok edilmeden önce, manevi ve fikir güçleri tarafından esaret atına alınırlar. Böyle bir toplumun esir ve yok olması kesin hale gelir.

Millî kalkınmamızı gerçekleştirmek, her Türk ferdini hür yapabilmek için Türk Milletini yeniden kurmak zorundayız. Vatandaşlarımız arasında parti, mezhep, ırk ve bölge farkı gözetmeksizin karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan bağlar dokuyacağız.

Mücadelemiz her ne pahasına olursa olsun, siyasi kazanç mücadelesi değil, ahlâk ve fazilet mücadelesidir. Bu mücadelenin karakteri yıkıcı değil, yapıcı olmaktır. Bu şerefli mücadeleye Türk milletini davet ederim.

Toprak bütünlüğümüzü devletimizin ve milletimizin bölünmezliğini hedef alan hainlere karşı Türk Milleti olarak ayağa kalkmalıyız.

Türk aydınları için Batı'nın sığınması olmak bir ideal olarak benimsenmiştir. Milletimiz için bundan korkunç felaket düşünülemez."

Türk Devletinin yenilmez, zinde hayat gücü ve Türk Milletinin teminatı ve istikbali gençliktir.

Türk milliyetçiliği meşru savunma, yüksek insanlık duyguları ve Türk Milletinin kendi tabii haklarının savunulması, korunması duygusu ve iradesinin, şuurunun bir ifadesidir.

Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır.

Türk töresinin bir diğer şartı da haddini bilmektir. Haddim bilmek... Ne kendinizi dev aynasında göreceksiniz. Herkese yukarıdan bakacaksınız, ne de kendinizi aşağıdan göreceksiniz, aşağıdan bakacaksınız.

Türk Töresinin bir şartı da yüksek vazife duygusudur. Vazifeyi her ne pahasına olursa olsun yapmaktır. Diğer bir şart, toplum uğrunda her çeşit fedakârlığı yapmaktır. Millete hizmet yolunda şahsi menfaatlerden, şahsi zevklerden feragattir. Vazgeçmektir. Kişiler kendilerini millet için feda ederler. Türk Milleti'nin büyüklüğü böyle yükselecektir. Onu sizler yaşatacak, sizler yükselteceksiniz. Türk Töresinin en önemli bir gereği de sır saklamaktır. Sır saklamak...

Türkçüler Günü olan 3 Mayıs (1944) büsbütün ayrı bir düşüncenin sonucudur. İç düşman olan, kılık değiştirerek milletin içine giren ve hükümetin gafletinden yararlanan komünizme karşı Türkçü gençlerin bir uyarma yürüyüşüdür.

Türkiye'nin yükselişi ithal fikirle olmaz. Hiç bir yabancı, Türkün menfaatlerini Türk Milletinin kendisi kadar düşünemez.

TÜRKLÜK bedenimiz, İslamiyet ruhumuzdur. Ruhsuz beden ceset olur.

Türkün en önemli vasfı teşkilâtçılığıdır.

Ülkücüler, insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı, ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdır.

Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır.

Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ
Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. ATATÜRK
 
"BİR KIZ ÖĞRENCİYİ BAŞINI ÖRTTÜĞÜ İÇİN TAHSİL HAKKINDA MAHRUM ETMEK İSTİKLAL SAVAŞI BAŞLARINDA VE MARAŞ'TA , DÜŞMANLAR TARAFINDAN BAŞÖRTÜSÜ ÇEKİLİP DÜŞÜRÜLDÜĞÜ İÇİN BAŞLAYAN MİLLİ ŞAHLANIŞIN RUHUNA TÜKÜRMEKTİR."
NECİP FAZIL KISAKÜREK
* * *

Zafer ülkü kaynağının çeşmesidir,
Zafer gönüllerin birleşmesidir.
Gönülleri birleşenler, selam sizlere,
Uzaktan dertleşenler, selam sizlere.

Yüzde yüz Türk olduğun gün cihan senindir...
H.Nihal Atsız
Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır. ATATÜRK
 
Deme bana Kayı, Oğuz, İlhanlı,
Türküm; Bu ad her ünvandan üstündür.
Yoktur Azer, Kırgız, Özbek, Kazanlı,
Türk Milleti bir bölünmez bütündür.
Ziya Gökâlp
Başarılarda gururu yenmek, felâketlerde ümitsizliğe karşı gelmek lâzımdır. ATATÜRK
 
Ve tarih bir gün, acz içinde kıvrana kıvrana şehadete susamış bir ülkücüden daha müthiş bir silahın keşfedilemediğini yazmak zorunda kalacaktır...

S.Ahmet Arvasi

BU DAVA ÖZÜDÜR İSLAMİYET'İN
BU DAVA GÜNEŞİ, MAZLUM MİLLETİN,
BU DAVA, HERŞEYDEN, HERŞEYDEN ÇETİN,
BU YOLDA DERT, HÜZÜN, GURBET BİZİMDİR.
S.Ahmet Arvasi

16 yaşında ilk şiirlerden biri olan `Ne Gam`, iyi bir başlangıç

Ne gam, varsın dizlerim koşa koşa yorulsun,
Saadetin, dâvanın, gerçek aşkın peşinde...
Boş hayaller kül olup rüzgârlarda savrulsun,
Yaban gülleri gibi solsun çöl güneşinde.
S.Ahmet Arvasi

Henüz 17 yaşındaki bir delikanlının `Özleyiş` şiiri, ecdadına âşık bir delikanlının eski muhteşem çağlara olan hasretini dile getiriyor:

Tuna neden köpürmüş, Kırım neden inliyor?
Nerde parlayan kılıç, nerde o akıncı ced?
Şimdi Hazar uzaktan feryadımı dinliyor,
Ayrıldı mı Kafkaslar yurdumdan ilelebed?
Kıbrıs`ın ayrılışı derd oldu içimizde,
Barbaros`un sesini kaybettik Akdeniz`de,
Adalar yabancı da, dinmez derleri bizde,
Balkan`ımız vatandan ayrıldı mı nihayet?
S.Ahmet Arvasi
 
SON BİR (1) YILIN TOPLAMI 107159 ziyaretçi kişi burdaydı!
Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. CÜZ:21 // AHZÂB SÜRESİ: 33 / 23.ÂYET Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol